AIFD’nin Türk toplumuna ve ekonomisine en önemli değer vaatlerinden birisi ilaçta yenilikçiliğin desteklenmesidir. Değer zincirinin en önemli halkası olan ilaç Ar-Ge yatırımlarına baktığımızda 180 milyar ABD dolarına ulaşan yıllık küresel ilaç Ar-Ge’sinin %61’lik bir kısmını klinik araştırmaların oluşturduğunu görüyoruz.
Klinik çalışmalarda 3-5 yıl gibi kısa vadede çarpıcı sonuçlar almak, Türkiye’yi uluslararası rekabette hızlıca üst sıralara çıkarmak mümkün görünmektedir. Yıllık 110 milyar ABD doları bulan global klinik çalışmalardan daha fazla pay alabilmek için ülkeler arasında yoğun bir rekabet yaşanmaktadır. Bu nedenle, ilaç değer zincirinde stratejik olarak klinik çalışmalara odaklanmak ve onunla başlamak gerektiği, ülkemizin tıpkı Güney Kore’nin son 10 yılda yaptığı sıçramanın benzerini yapacağı bir modelin kamu ve özel sektörün ortak aklı ile geliştirilebileceği düşünülmektedir.
AIFD bu fırsat ve ihtiyaçtan hareketle 2019 yılında çok önemli bir rapor projesini sonuçlandırdı. EFPIA’nın katkısıyla ve AIFD’nin koordinasyonunda yürütülen çalışma sonucunda, saygın uluslararası danışmanlık firmalarından IQVIA ‘klinik çalışmaların Türkiye’deki önemi ve katkısını’ dünya ile karşılaştırmalı şekilde gösterecek bir rapor hazırladı. Çalışmada klinik araştırmaların ekonomik, bilimsel ve hastaların yenilikçi tedaviye erken erişimi açısından üç temel faydası irdelendi. Çok paydaşlı bir büyük çalıştayın da olduğu katılımcı bir süreç sonucunda raporda 12 gelişim alanı tespit edildi.
2020 yılı mart ayında planlanan rapor lansmanı yaşanan Covid-19 pandemisi nedeniyle ertelendi. “Türkiye İçin Klinik Araştırma Stratejisinin Faydaları-Yenilik Temelli Büyüme İçin Yol Haritası” başlıklı rapor 17 Eylül 2020 tarihinde TÜSEB Biyoteknoloji Sempozyumu’nda kamuoyu ile paylaşıldı. Rapor lansmanının açılış konuşmalarını Sağlık Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Emine Alp Meşe, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) Başkanı Doç. Dr. Tolga Tolunay, AIFD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mete Hüsemoğlu ve EFPIA Genel Sekreteri Nathalie Moll yapmıştır.
IQVIA Sorumlu Müdürü Şule Sencer Akbil’in yaptığı rapor sunumunun ardından “Klinik Çalışmaların Türkiye için Önemi ve Yol Haritasının Hayata Geçirilmesi için Nasıl Bir Ortak Çalışma Modeli?” başlıklı bir panel de yapıldı. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Prof.Dr. Ahmet Gül moderatörlüğünde düzenlenen panelde Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Klinik Araştırmalar Daire Başkanı Nihan Burul Bozkurt, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Planlar ve Programlar Genel Müdürü Kutluhan Taşkın, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Genel Müdür Yardımcısı Hasan Arslan, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İlhan Satman ve IQVIA Danışmanlık Ülke Müdürü Özgür Ertok panelist olarak yer aldılar.
Panelde konuşan IQVIA Danışmanlık Ülke Müdürü Özgür Ertok şu ifadeleri kullandı: “Ülkemizdeki klinik çalışma potansiyeli ve dünyadaki pazarın büyüklüğü dikkate alındığında halihazırdaki klinik araştırmalar sayesinde Türkiye’ye giren 139 milyon dolar değerinde yabancı yatırımın Yeni Ekonomi Programı'nın temel hedeflerinden biri olan makroekonomik dengeye doğrudan katkıda bulunduğunu görüyoruz. Bunu ilk aşamada 500 milyon dolara, ikinci aşamada ise 1 milyar dolara çıkarmak için planlama ve ekosistem oluşturma ihtiyacı olduğunu görüyoruz.”
Lansman sonrası yapılan çevrimiçi basın toplantısında AIFD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mete Hüsemoğlu konuyla ilgili şu görüşü paylaştı: “Araştırmacı ilaç firmaları olarak ülkemizdeki hastaların en yeni tedavilere erişmeleri için bütün paydaşlarımızla birlikte çalışmayı temel misyonumuz olarak görüyoruz. Yeni çıkan ilaç ve tedavilerin insanlar üzerindeki etkisi ve güvenilirliğini anlamamızı sağlayan klinik araştırmalar, insan sağlığı için hayati önemdedir. Ülkemizin kayda değer bir klinik araştırma kapasitesinin olduğunu söyleyebiliriz. Kamuoyuyla paylaşmaktan mutluluk duyduğumuz raporumuzun temel bulgularından biri klinik araştırmaların ekonomi, sağlık ve bilim alanlarında yüksek katma değer üretmesidir. Kamu-özel sektör işbirliği ile hayata geçirebileceğimiz politikalar, ülkemizi klinik araştırmalarda dünyanın en önemli aktörlerinden biri haline getirmenin yanında ilaç değer zincirinin temel araştırma, üretim ve ihracat gibi diğer kıymetli halkalarını da besleyen bir ekosistem kurulmasını sağlayabilir. Raporumuzun bu sürece yönelik olarak tüm paydaşlar için önemli bir yol haritası olacağına inanıyoruz.”
“Türkiye İçin Klinik Araştırma Stratejisinin Faydaları-Yenilik Temelli Büyüme İçin Yol Haritası” Raporunda Öne Çıkan Mesajlar
Gönüllü insanların katılımıyla gerçekleştirilen ve tıbbi bilgi elde etmeyi amaçlayan bilimsel çalışma olarak tanımlanan klinik araştırmalar, yeni çıkan ilaçların insanlardaki etkinliğini ve güvenliğini temin eden en önemli süreçler arasında yer alıyor. Türkiye’de klinik araştırmaların değeri üzerine bir analiz yapma ve orta vadede klinik araştırma yatırımının artması için gerekli koşulların neler olduğunu araştırma hedefiyle hazırlanan rapor, AIFD üyesi 17 şirketin dahil olduğu anket çalışmasının sonuçlarının yanı sıra Türkiye ilaç sektörünün büyüklüğü, küresel ilaç sektöründeki Ar-Ge yatırımları ve klinik araştırma trendleri, klinik araştırmaların Türkiye’ye ekonomik, bilimsel ve kamu sağlığı boyutlarındaki etkisine dair önemli veriler de ortaya koyuyor.
Raporda öne çıkan bulgular şöyle sıralanıyor:
Türkiye çapında 21 binin üzerinde hasta klinik araştırmalarda tedavi imkânı buluyor
Klinik araştırmalar SGK üzerindeki mali ilaç yükünü 41,8 milyon dolar azalttı
Raporda Türkiye’de klinik araştırmaların artırılması amacıyla, farklı fırsat alanlarında 12 adım öneriliyor. Bu adımlar şöyle sıralanıyor:
Lansman sonrasında da TİTCK ve TÜSEB liderliğinde klinik çalışmalar ekosistemindeki ilgili tarafların katılımı ile bir dizi çalıştaylar yapılması, rapordaki önerilerin hayata geçirilmesi için eylem planı çıkarılması planlanmaktadır.